Hiç farkında mısınız, bundan birkaç sene öncesine kadar, hadi biraz daha geriye gidelim, hemen hemen 17 yıl önce Napster’in karşımıza çıkmasına kadar, müziği bedava dinleyebileceğimiz tek yol arkadaşlarımızdan ödünç aldığımız plaklar veya kasetlerdi, hadi CD’leri de bir süreliğine bu alışverişe dahil edelim. Evet, Napster’le birlikte ortaya çıkan korsan aplikasyonlar belki halen tercih edilen bir yöntem bedava müzik dinlemek için; ama son on yıl içinde bu kanallardan daha rahat , daha bir çeşit ve kalite içeren ve “royalty” aksaklıklarına rağmen “yasal” platformlarda gerçekleşen bir “Bedava Müzik Dinleme” yöntemi gelişti: reklam takviyeli(de olsa)- online streaming-! Müzik zevkinize göre listelenmiş online radyo yayınları da bonus’u.
Bunların içinde Google’un sahip olduğu YouTube’u geçtiğimiz ay içinde online müzik dinleyicisinin %53 ünün kullanmış olması da bu servisin ne denli popüler olduğunu göstermekte.
Tabii ki, daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi (bkz. Starz/Studio, 30 Ekim 2015: En Kötü Ortak YouTube ) yapımcı firmaların, YouTube’un yaptığı ödemeleri az bulması üzerine süregelen şikayetleri hali hazırda devam etmekte. Öyle ki RIAA ve IFPI, Nisan ay’ı raporlarında başta YouTube olmak üzere streaming servislerinin hak sahiplerine yaptıkları ödemelerin oldukça yetersiz olduğundan bahsetmekteler.
Ancak görünen o ki , bu “reklamlı” streaming servisler, reklam pastalarını büyültmeye uğraşırken bir yandan da ücretli bir servis formatı arayışı içindeler. YouTube ve SoundCloud hali hazırda ücretli servislerini sunmuş vaziyetteler (YouTube Red)ve (SoundCloud Go) .
Tam da bu sırada, “streaming” gelirlerinin bu yıl müzik endüstrisinde % 37’lik bir oranla ilk defa genel bütçe gelirlerinin ilk basamağında yer aldığı raporlandı ve de Warner Music Group yaptığı açıklamada, kendi satışları açısından bunu onaylayan ilk yapımcı firma oldu.
Yapımcı firmaların tatminsizlikleri belki de reklam gelirlerindeki artışla bir nebze giderilebilecek, ama tartışmaların önü de kesilmeyecek gibi gözüküyor.
Hemen hemen her müzik ürünün bulunduğu ve de bedava tüketilen “streaming” servislerinin, (bizdeki belediye konserleri gibi) tüketiciyi bedavacılığa alıştıracağından endişe duyan kesimler olduğu gibi, müziği önce milyarı bulan geniş bir kitleye dinletip daha sonra satın alıp sahiplenmeye yöneltecek bir politika izlemeyi öneren otoritelerin tartışmaları daha uzun bir süre gündemde kalacak gibi..
Fatih Yıldız / STARZ
