O ÜLKENİN CUMHURBAŞKANI SEZEN AKSU, BAŞBAKANI DA BENİM
İrem’le 4 yıl önce ilk kez bir araya geldiğimizde ona “2000’li yılların son starı sen olacaksın.” demiştim. “Yemem gereken kırk fırın ekmek var” demişti. Bu süreçte İrem, müzikal kariyeri adına pek çok single, sonrasında “Dantel” albümünü yaptı. “Kalbimin Tek Sahibine” klibiyle Türkiye’de 100 milyon tıklanan ilk video oldu. Belki de hiç farkında olmadan bir ilke imza attı. Elbette daha sonra aynı izlenme rakamlarına ulaşan başka video klipler oldu. Fakat o, bu yıl “Evlenmene Bak” şarkısının klibiyle de 2. defa 100 milyon tıklanarak kendi rekorunu egale etti. Konserden konsere koştu. Tüm bu yoğunluğunun arasında müzik yarışmasında jüri üyesi ve ünlü bir giyim markasının reklam yüzü oldu. Sinema filminde oynadı ve soundtrack albüm yaptı. Müzik ödüllerinde müziğin en dev isimleriyle aynı kategorilerde aday oldu ve neredeyse tüm ödülleri eve götürdü. Altın Kelebek ödül töreninde yaptığı şovla sosyal medyanın o gece en çok konuşulan ismi oldu. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, şimdi de Mustafa Ceceli’yle düet yaptığı “Kıymetlim”le çıktı geçen haftalarda karşımıza. 10 günde 15 milyon izlenen başka bir klip daha duydunuz mu? Ben de İrem’i arayıp hem bu başarıları için tebrik ettim hem de; “Hemen bir röportaj yapıyoruz.” dedim. O da sağ olsun beni kırmadı ve “Styling benden, fotoğraflar senden.”dediği an hemen konsept için çalışmalara başladık. İşte bu sayımızın yıldızı İrem Derici’yle Intercity Istanbul Park’ta ki o özel sohbetimiz ve gerçekleştirdiğimiz fotoğraf çekiminden kareler… Fotoğraflar & Röportaj: Emre Kara İrem, arabalı kliplerini ararken kamyonetli “Evlenmene Bak” klibini buldum. Kimin fikriydi kamyonetle kızı kaçırmak? Şimdi hayatının aşkı, kim olduğunu sen biliyorsun 🙂 gelip seni kamyonetle bu röportajdan kaçırmaya kalksa hoşuna gider mi, daha çılgın fikirle gel mi derdin? Bazen bir klişeyi bile öyle bir işlersin ki karşındakinin ağzı açık kalır. Benimki de öyle bir adam. Ne yapsın adam zeplinle mi kaçırsın, boşver maaliyetli. Gel desin ben giderim zaten. Emre’ciğim bir lavaboya gidiyorum diye kalkarım, kalkış o kalkış 🙂 O ÜLKENİN CUMHURBAŞKANI SEZEN AKSU, BAŞBAKANI DA BENİM “Düşler Ülkesinin Gelgit Akıllısı” klibinde klasik bir arabayla tek başına yolculuk ediyorsun. Vardın mı artık düşler ülkesine? Canım o ülkenin cumhurbaşkanı Sezen Aksu, başbakanı benim zaten 🙂 Varamayanlar, yarı yolda kalanlar utansın 🙂 O araba babamın 30’u aşkın klasik Amerikan arabalarından biri. Çok düşkündür, koleksiyonerdir ve her bir arabasına bebeği gibi bakar. İki garajı var orada tutuyor arabalarını. Hepsini de kullanır, ihmal etmez. Senin ehliyet alman çok kolay olmamıştır. İlla bir muzurluğun olmuştur. Direksiyon derslerinde hocayı arabadan indirmişliğim var desen şaşırmam… Adımız çıkmış 8’e inmez 7’ye derler ya tam da o durum şu an 🙂 Yavrum sen benim nasıl disiplinli olduğumu bilmezsin. Post-it’lerle yaşıyorum. Mesela bu röportaja neler giyeceğim, yüzüğünden çorabına kadar günler öncesinden belli ve valize konmuş durumda. Ekibim kan ağlıyor, kaç kişilik insansın sen be kardeşim diye! Ehliyeti cillop gibi ilk sınavda aldım. Hiçbirinden kalmadım. Şimdi de yakın zamanda motor ehliyeti alacağım, olmasın mı beyaz bir Vespa’m? Gerçi bisiklete bile binmeyi bilmiyorum, hayatımın en büyük ezikliği. Ama bu vesileyle hem bisikleti, hem motoru çözerim, şanslıysan Düşler Ülkesi’ne bir tur attırırım sana da 🙂 Şehrin merkezinde metroya yakın oturuyorsun. Gün içinde ulaşımını nasıl sağlıyorsun? Genelde kendi arabamı kullanırım. 2005’ten beri Mini Cooper kullanıyordum. Vazgeçemedim 12 senedir. Modeller değişti tabii ama Mini’den kopamadım. Taa ki artık “SIĞAMIYORUM ARKADAŞ” diye elimde valiz, isyan edene kadar. Jeep Renegade aldım şimdi, tam alışamadım arkadaşa ama şık araba. Alışmışım minnoş Mini kullanmaya 🙂 Metro da kullanıyorum tabii ki ama çok geç kalacak gibiysem bir yere. Yüküm çok oluyor çünkü, elimde valizler kan ağlarım o kalabalıkta. Ama atıyorum Taksim’e gideceğim arkadaşlarla buluşmaya, ya da Maslak’ta bir toplantıya. O rush hour saatlerinde tabii ki metro en güzel çözüm. Çok da tatlı yaklaşıyorlar bana. Metroya niye biniyorsunuz diyen bile oldu. Dedim kız jetim arızalandı bugün. Niye binmeyeyim ayol 🙂 Akıllı adam metro kullanır. Trafikte kavga ettiğin oldu mu, doğru söyle? Ohooo çok! Zaten maskülen bir karakterim, fena kullanmam arabayı da. Hani bayanlara bir önyargı vardır ya. Yıkarım o önyargıları 🙂 Daha ışık yanar yanmaz kornaya abananlarla, sinyal vermeyenlerle… Birgün dayak yiyeceğim diye de korkmuyorum değil. Sakinlemek lazım, İstanbul trafiği, hiç hiç hiç kolay değil. Bir söz vardı “If you can drive in İstanbul, you can drive anywhere” yani “İstanbul’da araba kullabiliyorsan her yerde kullanırsın.” 20 YILLIK İSİMLERLE AYNI YERLERDE ADAY GÖRÜLÜYORUM Takipçi sayın milyonlar olmuş. Sen ona rağmen single da single tutturuyordun bir ara. Ne oldu da “Dantel” albümünü yaptın sonunda? Albümün girizgah yazısında anlattım. Hani bu çok bilirler varya, hiçbir baltaya sap olamamış, klavye başında bır bırlananlar… Bu kız şu kadar tıklandı ama hala bir albümü yok. Bu kız şu kadar konser veriyor ama hala bir albümü yok. Bu kız şu kadar ödül aldı ama hala bir albümü yok. AAAAA YET-HEEEER, dedim, buyrun size albüm. İsimlerce! Sustular artık, ben single’a dönüyorum şekerim. Enerjimi tek şarkıda toplamak benim işim. Mayıs’ta felaket bir şarkı ile geliyorum, single listelerini açalım çocuklar lütfen. Çok eski olmamana rağmen ödül törenlerinde müziğin en kıdemli kadın isimleriyle aday gösterilen hatta ödül alan tek isimsin. Kendi çıktığın yolunda bu denli emin adımlarla yürümek yeterince tatmin ediyor mu seni? Etmiyordu ama başarı öyle kamçılayıcı bir şey ki… Hep daha fazlasını istiyorsun, hep daha iyisini istiyorsun. Elbette benim için onur, 20 yıllık isimlerle aynı yerlerde aday görülüyorum, aynı listelerde kapışıyorum. Ama artık o kadar da yeni sayılmam, 4 seneyi devirdim, neyin ne olduğunu çok iyi biliyorum. Ve altını çizerek söylüyorum: Ben daha hiçbir şey yapmadım, yeni başlıyorum, o önsözdü. 🙂 Türkiye’de tık rekorunu başlatan isim de sensin. 100 milyon tık alan ilk klip “Kalbimin Tek Sahibine”. E bir de “Evlenmene Bak” geldi. Kendi rekorunu kıran kadınsın. Arkandan çok atıp tutan vardır be İrem! Arkamdan konuşan….. Neyse terbiye sınırları iyidir. Bak ben evcil hayvan gibi kızımdır, en munis kedi misali, vur kafasına al lokmasını… Herkese ekmek var piyasada, herkese! Zaten millete salça olanlar yerinde sayıyor. Ben gülümserim. Sadece gülümserim. İlkokulda hocamdan hakaret yerken, dayak yerken de suratına bakıp gülümserdim kıl kıl. Çünkü iki kat sinirlendirir insanları. Bugüne kadar hakkımda atıp tutan birine cevap verdiğimi gördün mü? Göremezsin. Kendimle o kadar barışık, kendine o kadar aşık bir tipim ki. Ve herkesin isteyip de yaşayamadığı özgürlüğü ben yaşıyorum. Bak mesela yine bir klişe: Gerçekten yarın sabah belki uyanamam diye yaşıyorum. ASLA ERTELEMİYORUM! Canım Belgrad’ı görmek istiyor, arkadaşımı arıyorum ne zaman boşsun diye. Ruhum o kadar özgür ve mutlu ki. Buyursunlar atıp tutsunlar. Beklerim benim kafama en kısa zamanda, ömür uzatıyor, doktor garantili 🙂 Yanında gibi görünüp kuyunu kazanlar var mı? Tavrın ne oluyor bu durumda… “Video et taceo” Latince. Türkçesi “Görüyorum ama sessizliğimi koruyorum.” Harbiye Açıkhava’da bir konser vermeye hazırsın bence ne dersin, tabii kapanmazsa bu yıl… Bu sene çok istiyorum bir Harbiye Açıkhava sahnesi. Totem yaptım olsun diye. Geçen sene Mustafa’nın ve Bengü’nün sahnesine çıktım, çok keyifli, çok güzel bir ortam. Nasıl da deli hazırlanırım ben oraya düşünsene. Reklam projelerine girdin. Soundtrack yaptın. Sinema filminde oynadın. El atmadığın proje kaldı mı? Bir DVD projem var. Youtube’la alakalı bir projem var ama şimdi söylersem çöküverirler 🙂 Sana özel olarak anlatırım cancağızım 🙂 Bu arada yarışmada jüri üyesi oldun dememişsin, teessüf ederim şekerim. Haha şaka bir yana bu kadar kısa sürede bunca şeyin olması hem Allah’ın sevdiği kulu olmamdan hem de deliler gibi çalışkan olmamdan. Güne şöyle başlıyorum: “İstiyorum. O halde OLACAK!” Şimdi bir de Mustafa Ceceli’yle “Kıymetlim”i söyledin. Klibinde de varsın. Bu projenin ilk gününden bugüne bir hikayesini anlatsana… Klipteki kostümlerini sen seçmişsin. Bugün röportajın çekimindeki styling’i de sen yaptın… Kostüm seçimi Umut Eker aslında ama ben de Umut’un direktifleriyle bir sene içerisinde geliştirdim kendimi. Aslında zevk işin içinde hep vardı ama 42 beden olunca zevkin bir tarafına kaçıyor. Basenini ne daha iyi kapar, ne giyersen kolların kokoreç gibi durmaz diye kafa yoruyorsun. İstediğim kiloya indiğim gibi özgürce giyinmeye başladım. Umut’a her sabah fotoğraf atıyorum, olmuş mu oğlum diye. Kızım bu gidişle bırakacağım senle çalışmayı, olay olmuş haydi günaydın, kafa at bugüne diye cevap geliyor 🙂 Niye bu kadar kilo verdin diye sorarlar adama J Kendimi aynada öyle görmeye tahammül edemiyordum. İstediğimi giyemiyordum. %49 kadınlık hissediyordum. Bu kilo verme sürecinde %80’lere çıktı. Son geçirdiğim operasyon sonrasında şu an hissedilen kadınlık oranı…. Hmmm bakıyoruz: %99.9 🙂 Sana göre yılın modası diye bir şey var mı? Benim için hayatımın her alanı “canım ne çekerse o” 🙂 Ama tabii ki trendler var. Arada trendlerden de etkilenip kendi tarzımla bağlıyorum. Ama beni en iyi anlatan tarz boho dedikleri. Hippie gypsy, özgür ruhlu bohem elbiseler, takılar. Verin bana bir gitar, ülkelere vizeyi kaldırın, ben gezeyim, insan tanıyayım, şarkılar söyleyeyim, hikayelerini dinleyeyim kafası. Şarkı seçerken neye dikkat ediyorsun. Şimdi bir şarkı yapsam alıp okur musun? Beni en çok patlatan şarkı no-name dedikleri tanınmayan bir ismin şarkısıydı, Kalbimin Tek Sahibine. Nereden ne çıkacağı belli mi olur? Sınırların olmadığını da biliyorum. Altın Kelebek ödül törenindeki şovun neydi öyle? Güzeldi gerçekten ben de kendimi izleyip kendimle gurur duydum sonrasında. Ama işte dünya standartlarına sahip değiliz ki. Maddi açıdan da öyle bir özgürlüğümüz yok. Kendi sınırlarımı zorladım diyelim. Daha iyisi olmaz mı? Bal gibi de olur diyelim. Bu sefer 3 ay çalıştım, bir sonrakine 6 ay çalışırım. Sıradaki klip hangisine geliyor, albümden mi? “Aşk Kışlıkları Giy”e klip çekmiştin sanki… Deli gibi şehir şehir geziyorsun. Elinde harita, keşifler tam sana göre. Kaç ülke, şehir gezdin bugüne kadar düşündün mü? Saymayı bıraktım. Okyanus aşırım çok yok ama bu sene itibariyla coşturacağım oraları da. Zanzibar’la başlayacağım. Güney Afrika, daha da değişime uğramadan Küba, Jamaica… Dünya kazan ben kepçe, çok okuyan değil gezen biliyor gerçekten. 39 tane Gaudi’yle alakalı kitabı okusam ne yazar gidip Sagrada Familia içinde gezinmedikten, duvarlara dokunmadan, sesimi orada ölümsüzleştirmedikten sonra… Belgrad’da sahnede şarkı söylemek için küçük bir oyun çevirmişsin. O neydi öyle yahu? Daha bilmediğimiz deliliklerin vardır o seyahatlerde. Anlatsana bir tanesini. Ohooo çok var, Venedik’te gondol şarkıcılığı mı yapmadım, Roma tatilimin ilk gününde bütün paramı çaldırıp da Kolezyum önünde şapkamı koyup şarkı söyleyip para mı dilenmedim! Yanlış olmasın 67 euro mu ne kazanmıştım bir saatte. Bülbül sesli yavrucak 🙂 Hangi mutfakları seviyorsun? İspanyol mutfağının hastasıyım. Tapaslar, paellalar, deniz ürünleri! Fransız mutfağına da bayılıyorum; beef bourguignon favorim. Ama dünyanın heryerinde yiyecek bir şey bulabiliyorum. Bulamadığım tek şey Türk mutfağının, Osmanlı mutfağının lezzeti ve çeşitliliği. Evde yemek yapıyor musun? Nadir yaparım. Vakit bulmak çok zor oluyor ama elim lezzetlidir, yaptım mı tam yaparım. Bu konuda Lider’den tam puanı aldım her seferinde. Kendisi de boğazına düşkündür hani 😉 Yemeği yaktığın oldu mu? Oldu olmaz mı? Hem de ne uğraşmıştım, sinirimden ve hırsımdan tekrar yaptım 1 saatlik yemeği 🙂 N’oldu, gün mutfakta bitti. Şu an canın ne çekiyor mesela? Vallahi çekmesin canım bir şey. Anam ağladı kilo vereceğim diye. İrem’le o mu, bu mu? Aşk mı müzik mi? İkisinden de vazgeçemem. Albüm mü single mı? Single abi aman diyim bir kez ağzım da cebim de yandı albümden. Klip mi konser mi? Konser. İzleyiciyle temas kurmak, şarkılarının binlerin ağzından söylendiğini duymak kadar haz veren bir şey yok. Siyah mı beyaz mı? Siyah çünkü gece, çünkü daha koyusu yok 🙂 Et mi sebze mi? Et uzun zamandır yemiyorum ama ver bana bir tencere bamya 10 dakikada gömerim mideye. Keza brüksel lahanası, enginar, oh. Otomatik vites mi düz vites mi? Otomatik tabii ki. istanbul trafiğinde hele aman diyim. Spor otomobil mi arazi aracı mı? Spor ama gel gör ki jeep kullanıyorum 🙂 Çay mı kahve mi? Kahve, güne başlayamıyorum başka türlü. Evcil hayvan mı ev arkadaşı mı? Evcil ev arkadaşı 🙂 şaka bir yana uyum içinde yaşamak çok zor, hele benim gibi dakik, planlı, titiz biriyle. Rehberle gezmek mi kaybolarak gezmek mi? Kaybolarak! Sokak sokak, sora sora. Mesela en büyük hobim Venedik sokaklarında kaybolmak. 10 kere gittim, hala kayboluyorum. Geceleri yol soracak in cin de olmuyor, yürü babam yürü. |
Heyecanlandım
0
Mutlu Oldum
0
Aaaşık Oldum
0
Emin Değilim
0