OLAN VAR, OLMAYAN VAR !
Pop Müzik…Güncel rekabetin en fazla yoğun olduğu müzik sektörü…Jazz, rock, klasik, etnik v.s. gibi sosyal yaklaşımları, lirik yapıları ve medya pozisyonları bakımından kulvarları değişik diğer müzik tarzlarının hedef kitleleri ile orantılandığında kıyas kabul etmez bir üstünlüğünü gördüğümüz bu kulvarda bildiklerimizin, dinlediklerimizin, adlarını duyduklarımızın onlarcası arasında, kayıtlarını sunmuş ama şu veya bu nedenle bir şekilde buzdağının altında kalmış daha yüzlerce ismi bulup saymak mümkün. Şu veya bu nedenle derken aslında öyle çok fazla da konuşulacak bir şey yok. Çünkü bir süre öncesine kadar müzik dinleyicisi yeni yapımlardan haftalarca sadece aynı 20 -30 parçayı döndürüp duran müzik Tv kanalları ve radyoları vasıtasıyla haberdar olabiliyor ve kendine ne sunulursa onu tüketmeye yönlendiriliyordu. Ancak dijital platformların ortaya çıkması müzik ticaretinin yöntemlerini değiştirdiği kadar müzik dinleme, paylaşım ve iletişim biçimlerini de bu sıkışmışlıktan kurtardı. Çünkü artık müzik dinleyicisi başta You Tube olmak üzere artık birçok yeni platformda, müziği kendinin seçeceği, istediği zaman (7/24) dinleyip, hüzünleneceği veya dans edeceği , yorumlarını bırakabileceği, ve de en önemlisi kendi starlarını yaratabileceği ortamları tercih etmekte. Öyle ki artık Soundcloud’un “Pulse”, Apple Music’in “Connect” adlı platformlarında olduğu gibi sevdikleri şarkıcı, müzisyen ve gruplarla birebir irtibata geçebildikleri, onların demolarını, piyasaya daha çıkmamış yapıtlarını dinleme şansı bulup yorumlar getirebildikleri, hatta 7/24 onlarla kontakta kalıp yaşantılarından an’lık izlenimler edinebilmelerini mümkün kılan oluşumları görmekteyiz (Mobil aygıtınızda Adele’in mesela bir New York konseri sonrası canlı ve terli back stage görüntülerini seyretmeye ne dersiniz ?
Bütün bu uğraşılar daha çok bilinmek, daha geniş kitlelere ulaşmak ve en nihayetinde daha çok satmak, kazanmak için. Tabii bu arada müzik parçasının bir TV dizisinde veya bir filmde yer alması gibi müziği duyurabilmek amacıyla yapılan klasik yöntemleri de göz ardı etmemek gerekiyor.; hatta bu yöntemler arasında “pop” müzik yapımcılarının öyle bir gözde tanıtım alanı var ki, müziği duyurmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal reaksiyonu (!) da en canlı bir biçimde anında tespit ediyor: STADYUMLAR !
Bunun en son örneğini “Olan Var, Olmayan Var” ile Beyza Durmaz yaşattı bizlere. Beyza Durmaz, aslında Mustafa Sandal’a olan vokalistliği, birçok reklam jingle’ını seslendirmesi, Buddha Bar serisinde Nemas Project’te “Snow in İstanbul” parçasında ve de Burak Demir’in albümü “Dreamin’İstanbul”da sesiyle yer alması, “Sihirli Annem” dizisinin jenerik müziğindeki ses olması, Volkan Gücer prodüktörlüğünde gerçekleştirdiği “Koku” albümü ve Mustafa Ceceli’ye verdiği (Ali Cem Çehreli ile birlikte yazdığı) “Hüsran” parçasıyla müzik çevrelerince tanınan bir isim olmasına rağmen, ne zaman ki “Olan Var, Olmayan Var” nakaratı futbolseverlerin “fanatik deyimler sözlüğüne” girdi, işte o andan sonra popülaritesinin zirvesine ulaştı. Beyza,“pop sound”unun gerektirdiği melodik yapı, aranje tarzı, sözleri bilhassa nakaratı, klip içeriği ve tabii ki abartısız, sıcak ve samimi vokali ile “Olan Var, Olmayan Var” ı var etmişse de, ve yeni video klibi “İlahi Adalet” ile “pop” zirvesindeki yerini sağlamlaştıracak olsa da, yenilemekte fayda var: zirve futbol fanatikleri yoluyla geldi!
İster misiniz, Beyza bir maç sonrası soyunma odasına girip “Apple-Connect” aracılığı ile fanatik hayranlarına özel bir röportaj sunup yıldızlar savaşına dahil olsun ?
Fatih Yıldız / STARZ
[su_youtube url=”https://www.youtube.com/watch?v=seFZY8BtupQ” width=”400″ height=”300″ autoplay=”yes”]https://www.youtube.com/watch?v=MARKGdsrl-M[/su_youtube]